Page 6 - Layout 1
P. 6
6 HABER Volkan Pazartesi, 2 Eylül 2019
YENİDÜZEN yayın yönetmeni Rum
sevici CTP li Cenk Mutluyakalı'nın
tarihi gerçekleri gizleyen safsatasına
şair yazar Bülent Fevzioğlu' nun
verdiği enfes cevabı okuyun
ZİYARET EDİLEN MARAŞ…
5 DAKİKA ARA…
SUNAT ATUN…
AYHAN NİYAZİ… Ve MASTÜRBASYON…
Katil cinayet Kudret Özersay, ‘‘düğün değil bayram değil – eniştem lerce insan arasında nefessiz - bunalmışlıktan…
Başbakan Yardımcımız ve Dışişleri Bakanı’mız Sn.
Annesi (Suna Atun); oturduğu yerden kalkıyor ve ku-
beni niye öptü’’ misali… cağında bebesi (Sunat) o Temmuz sıcağında, o etin ete
(Üstelik GÜNEY'de ''Hayali'' Mağusa Belediye Baş-
mahalline kanı seçilir... – tenin tene – nefesin nefese karıştığı Çifte Mazgallar
yeraltında, sırf çocuğu sussun, değişiklik olsun, ağla-
masın diye…
Kuzeyde EL-SEN; Devletin Maliye Bakanlığı'nın elek-
triğini keserken) Biraz hava alsın diye…
geri dönüyor Basınımızı Maraş’a götürdü ya… Mazgalın kapısına doğru yürüyor…
Ve bu arada…
Çok sevgili, çok değer verdiğim gazeteci bir (Aydın –
Demokrat – Solcu – Hümanist) arkadaşım şöyle yazdı
Suna Atun’dan (ve kucağında ağlayan bebeden) bo-
gazetesindeki köşesinde, Maraş dönüşü: şalan yere; ‘‘Sakarya’’dan yorgun argın, uykusuz – pe-
Cenk Mutluyakalı - ‘‘Katilin yeniden cinayet mahalline dönmesi gibi rişan gelen mücahitlerimizden AYHAN NİYAZİ oturuyor
süreç yaşadığımız. az biraz nefes almak, iki sokum ekmek yemek ve din-
Geri dönüyor ve “leşimize” bakıyoruz…’’ lenmek için….
Niçin böbürleniyoruz, anlamıyorum? (Arkadaşımın yazdığına göre!) 5 DAKİKA, ARA İLE…
Maraş diye dünya harikası bir kenti utanç abidesi ha- Katil kim? Suna Atun, kucağında ağlayan bebesi (Sunat) ile
line getiren bir başkasıymış gibi şimdi "açılım" - MAĞUSALI MÜCAHİTLER… mazgal içerisinde dolaşmaya kalkıyor…
müjdesi veriyoruz. Leş kim? Kale içerisine zor girebilmiş Sakarya bölgemiz Müca-
Yıktık. - MARAŞ… hitlerinden AYHAN NİYAZİ az biraz nefes almak ve din-
Yağmaladık. Canım kardeşim… lenmek için mazgala geliyor ve BOŞ BULDUĞU İLK
Çürüttük. SEN, 1974 Temmuz’unda, MARAŞ’ın kapı komşusu YERE (Suna Atun’un 5 dakika önce kalktığı yere) otu-
Kokuttuk koca bir kenti... Kaleiçi MAĞUSA’da var mıydın, yaşadın mı o kan - barut rarak, soluklanmaya çalışıyor…
Mahcubiyet yerine yaratılan çirkinlik üzerinden siya- - ölüm fırtınasını? Canım kardeşim, sevgili gazeteci arkadaşım, ne yaz-
set köpürtüyoruz. Yoktun! mıştın dünkü MARAŞ gözlemlerinden sonra?
* * * SEN… - ‘‘Katilin yeniden cinayet mahalline dönmesi gibi
Otelleri ve müzeleri, sinema salonları ve tiyatro me- Peki ya sen… süreç yaşadığımız.
kanları, bankaları ve villalarıyla turistik bir kenti yerle MARAŞ’ın en yüksek otellerinden, MAĞUSA’ya, daki- Geri dönüyor ve “leşimize” bakıyoruz…’’
bir etmenin utancını taşıyacağımıza, üzerinden bir de kada kaç havan topu düştüğünü bilir misin 74 Tem- Ve…
hava atıyoruz. muz'unda? Dakikada bilmem kaç tane…
Açacağız! Bilmezsin… MARAŞ’ın en yüksek otellerinden Mağusa’ya atılan o
Devredeceğiz! Yaşadın mı? havan toplarından biri gelip...
Kurtaracağız! Yaşamadın… Çifte Mazgallar’ın (içerisinde yüzlerce kadın, çocuk,
* * * Kusura bakma a canım… yaşlı olan) yer altı mazgalının havalandırma bacasından
Katilin yeniden cinayet mahalline dönmesi gibi süreç Oturduğun yerde, serin - ferah gazetenin masa ba- içeriye düşmez mi?
yaşadığımız. şında, 74’ten 45 yıl sonra, ‘‘lâf ola beri gele’’ (Affınıza - Ve az önce, kucağında ağlayıp duran bebe Sunat’ını
Geri dönüyor ve “leşimize” bakıyoruz. barıştı, hümanizimdi, iki toplumlu çalgı çengiydi) mas- rahatlatmak için oturduğu yerden kalkan…
Tatbikatını uyguluyoruz “yok edici” hallerimizin; olay türbasyon çekiyorsun…! Gördüğü ilk boş yere de…
yerini inceliyor, kan izlerinin üzerinden yürüyoruz. Bak, sana ne anlatacağım ben… Sakarya’dan yorgun argın, uykusuz perişan, az biraz
Yakıp yıktıklarımızın portresini çiziyoruz seneler Mağusa’da ‘Çifte Mazgallar’’ denilen antik bir yer dinlenmek için oturan…
sonra... var… Mücahit, AYHAN NİYAZİ’nin üzerine düşmez mi?
Üstelik akıl sır ermez ikircikli bir tutum var ortada... Ve bu ‘‘Çifte Mazgallar’’ın da hemen kıyısında, arkeo- AYHAN NİYAZİ; daha oturduğu yerde bir bardak su iç-
Evkaf bas bas bağırıyor, kampanyalar düzenliyor, lojik bir yer altı tüneli… meden…
filmler çekiyor: “Burası bizim, evkaf malı satılamaz ve Mağusalı sivillerin önemli bölümü, Mağusa’ya - MA- Daha iki lokma ekmek yemeden… Dinlenemeden…
devredilemez, son kullanıcılar yasa dışı...” RAŞ’tan - dakikada bilmem kaç tane havan bombası Az biraz soluklanmadan…
Kapalı Maraş’ta başka işliyor aklımız; Girne’de, Omor- düşerken, o arkeolojik yer altı mazgalında ölüm kalım - MARAŞ’tan atılan havan mermisi ile şehit olmaz mı?
fo’da, Karpaz’da başka. can derdindeydi… Bebe; Sunat ATUN hayatta ise bugün, her nasılsa,
Peki ya kıyılar, oteller, fabrikalar? Çocuklar, kadınlar, yaşlılar… annesi Suna Atun’u yerinden kaldıracak kadar, uzun
Yorgos'un malı satılabilir mi diyor, dünya hukuku? Ve ben de, (Bülent İbrahim Feyzullah – O zaman so- uzun ağladığından…
Katsellis'in otelini ne yapacak Evkaf sahi? Tam da aynı yadı yoktu daha, büyük babanın adı, soyadımızdı, son- AYHAN NİYAZİ (Eşinin ve iki bebesinin yanında) şe-
Evkaf! radan ‘‘FEVZİOĞLU’’ olduk) az bir nefes almak, hitse bugün…
O hangi kapsama giriyor acaba? anacığımı görmek için o mazgala geldim (Yaş, 15), Teğ- MARAŞ’tan Mağusa’ya, saniyede bilmem kaç adet
Dianellos'un sigara fabrikasından Meclis yapılabilir men Alpay ÇIKA’nın izni ile…) atılan, havan bombalarından…!
öyle mi? Zefiros'un otelini de iade edeceğiz, kim bilir? Bir soluklandım, anacığımı gördüm ve çıktım… Ne demiştin gazete yazında EY DEMOKRAT – HÜ-
* * * Bak sonra, neler oldu… MANİST – BARIŞÇI MESLEKTAŞIM?
Kendimize bir "mağduriyet" masalı uydurduk, birbiri- O zamanlar (15 yaşımda idim) tanımıyordum… - ‘‘Katilin yeniden cinayet mahalline dönmesi gibi
mize anlatarak inanıyor, avunuyor, kanıyoruz. Kader işte… süreç yaşadığımız.
Bir de üzerinden hava atıyoruz: Sonradan (26 yıl sonra) kesişti yollarımız SAMTAY Geri dönüyor ve “leşimize” bakıyoruz…’’
Maraş'ı açacağız. VAKFI’nda… Ricam olsun senden, lütfen…
Tam bir mezbelelik yarattıktan sonra! Suna ATUN, merhum anneciğimin, 3 – 5 metre arka- Klimalı odanda, lüks çalışma masanın arkasında…
Onca senenin tazminatı kimin sırtına yüklenecek sında oturuyordu… 45 yıl sonra…
şimdi, o dönem "yürüyün aslanlar buraları da fethedin" Kucağında bir bebe… Mastürbasyon çekerken…
diyen komutanın mı? Yoksa yağmadan gözü dönmüş Bebe kim? Şampuanına, sabununa, kremine ya da tükrüğüne
“mensupların” mı? Bugün UBP Milletvekili olan, geçmiş yıllarda Bakan, dikkat et lütfen…
Türkiye'den gelen bakanlara helikopterle gezdirip vi- SUNAT ATUN! Üzerine boşaltacakların…
raneyi “kuş bakışı” izletiyorlar. (Sonraki yıllarda, önce annemden, sonra SUNA MARAŞ - HAVAN BOMBALARINDAN GİDENLERİ-
Ne diyorlar merak ediyorum? ATUN’dan öğrendim) MİZDEN OLMASIN...
"İşte eserimiz" mi diyorlar. Bebe SUNAT o kadar çok ağlıyor ki sıcaktan, yüz- Ayıptır… Yazıktır… Günahtır…
"Böyle benzettik" mi yoksa?