KIBRIS DİRENİŞİ

VE

ÇÖZÜM

 

 

 

 

Nikos Sampson’un Anıları

Darbe, Düğüm, Yeni Müzakere Süreci ve Doğalgaz Çatışması

………………………………………………………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………………………………………………………

BÖLÜM 1.

 

NİKOS SAMPSON’UN ANILARI

ANILARDAN SATIRBAŞLARI

Bir gün kahvemi Girne’de içeceğim…

“Türkler, Kıbrıs’tan kanlı veya kansız yollarla mutlaka atıla-cak. Türk askerleri bir gün denize dökülecek. O gün ben de kah-vemi Girne’de içeceğim.”

Dünya basını ve televizyonları Türkler’i hep haydut gibi gösterecek. Dünyada ve Avrupa’da hiçbir devlet onları tanıma-yacak, Türkiye’ye içten bir sempati beslemeyecek; beslese bile ifade etmeye çekinecek.

Türkler’in birbirine düşman olması gerek. Kuzey Kıbrıs’ta herkes birbiri ile kavgalı olmalı. Kıbrıs’taki Türk komünistlerini destekleyeceksiniz. Komünistler, Denktaş’a karşı en tutarlı muhalefeti yapacaklardır.

ASALA ile Ermeniler bir yandan, PKK bir yandan Türki-ye’yi hep vurmalı. Ermeniler ile Kürtler’i kestikleri yolunda Türklerin barbarlığına dünya inanmalı ki, bu süreç içinde Rum-lar otomatikman haklı duruma gelsin.

Türkler’i kestikten sonra kendi aramızda hesaplaşacağız. Çünkü Yunanistan’dakiler, biz Kıbrıslılar’ı hep eşek olarak gördüler.”

NİKOS SAMPSON’UN ANILARINI AÇIKLIYORUZ

1974’te Türkiye’nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra  mahkum olduğu Kıbrıs’tan kaçan ve yıllarca Paris’te gizlenen Kıbrıs Darbesi’nin devrik Cumhurbaşkanı ve EOKA lideri Nikos Sampson’un 1000 sayfalık anılarını yazmasının nedeni, kaçak bulunduğu Paris’ten darbenin içyüzünü açıklayarak kendini aklamak idi. Gerçek hedefi, savunma şeklinde yazdığı anılarını 1987’de Andreas Papandreu Hükümeti’nin Kıbrıs Darbesi’ni araştırmakla görelendirdiği Yunanistan Parlamento Soruşturma Komisyonu’na sunmaktı.

Sol eğilimli Pan-Hellenik Sosyalist Parti Başkanı ve Başbakan Andreas Papandreu, soruşturma komisyonu aracılığı ile Yunan Silahlı Kuvvetleri içindeki devrik Yunan Albaylar Cuntası’na içten bağlı ve hem de Kıbrıs darbesine karışmış sağcı ve faşist subay guruplarını temizleyeceğini umuyor ve komisyonun çalışmalarına büyük bel bağlıyordu.

Oysa tam aksi oldu.

Parlamento Soruşturma Komisyonu, yaptığı ciddi ve derin araştırmalar sonucunda Kıbrıs darbesine karışmış ASPİDA(Kalkan) isimli bir gizli subay örgütüne ulaştı. Ancak bu subaylar sağ eğilimli değillerdi tam aksine üst rütbeli solcu subaylardı ve Andreas Papandreu’nun ordudaki tabanını oluşturuyorlardı. Bu subayları tasfiye, hassas dengeler üzerine kurulu sol hükümetin ordu desteğini budamak olacaktı. Papandreu mesajı aldı ve derhal Parlamento Soruşturma Komisyonu’nu lağvetti. 

Nikos Sampson’un Yunanistan’ıdaki sağcı diktatörlüğün yayılmacı-darbeci emellerini açıklayan ama sonra Yunan-Rum darbecileri Türk Harekatı sırasında yalnız bırakan “kalleş tavrını” sergileyen anıları böylece elinde kalmış oldu. Kitabımızın omur-gasını teşkil eden anılar, Türkiye’de yalnızca bizim ele geçirdi-ğimiz işte bu anılardır. Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs’ta tümü-nün yayınlanması hatta sözünün bile edilmesi yasak olan üzerine ambargo kunulmuş olan anıların hikayesine geçelim. 

PARİS’TE YAZILAN ANILAR

15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Kıbrıs’ta meşru Maka-rios yönetimine karşı gerçekleştirdiği darbenin elebaşısı ve darbe ertesinde silahların gölgesinde Cumhurbaşkanı ilan edilen Nikos Sampson, 1955 yılında İngiliz yönetimine karşı terör yoluyla direnme yolunu seçerken Türk komşularını da yok etme niyetini kanlı bir şekilde sergileyen ve adayı ele geçirerek Yunanistan’a ilhak etme niyetlerini açık açık vurgulayan EOKA tedhiş örgütü-nün içinden yetişmiş hem bir militan terörist, hem de şovenlikte hiç kimsenin yarışamayacağı bir politikacıydı, hatta MAHİ isimli kışkırtıcı bir gazetenin de sahibiydi.

1964’te Küçük Kaymaklı Köyü’ne saldırarak çoluk çocuk bir çok Türk’ü bizzat katleden Sampson, Türk Barış Harekatı’ndan sonra güneyde mahkum olmuş ama adadan kaçarak Paris’te tam 15 yıl fanatik Rum zenginlerinin desteği ile saklanmıştı. Samp-son’un 1987 yılı Mayıs ayında Papandreu Hükümeti’nin görevlen-dirdiği“Kıbrıs Darbesi”konulu Parlamento Soruşturma Komis-yonu’na sunmak için ilk kez savunma niteliğindeki anılarını kale-me alırken olabildiğince açık davranarak, darbede katkısı olan tüm isimleri, subayları, rütbelerine ve eğilimlerine kadar açıklamıştır.

Anılarını sorulu-yanıtlı bir üslupla yazan Sampson, anılarının Yunanistan Parlamentosu Soruşturma Komisyonu’na ulaşabilmesi engellenince, önce haftalık Kirigas Gazetesi muhairi Yorgo İlliya-dis’e verdi. Gazeteci bu 1000 sayfalık anıların ancak 20 sayfasını yetkili makamların sansüründen geçirerek güçlükle yayınlaya-bildi. Gerisi engelendi. Anılarının Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs’ta kapsamlı biçimde yayınlanamayacağını gören Sampson, bu kez dünya basınında aklanması koşuluyla 1988 yılı Temmuz ayında dökumanları Filistinli, Ermeni ve sağ eğilimli Fransız gazetecilere dağıttı. Ancak anılar dünya basınında yayınlanmadığı gibi, kitap olarak ta basılmadı.

İşte bizim yayınladığımız anılar, Sampson’un önce Rumca kaleme aldığı , daha sonra Fransızcaya, sonra yeniden Türkçeye çevrilen tam metin anılarıdır.

Sampson’un anılarından 14 sayfalık bölümünü, 20 Temmuz – 26 Temmuz 1989 tarihleri arasında darbenin 15.yılı dolayısı ile “Nikos Sampson’un Gizli Anıları (KıbrısDarbesi’nin Bilin-meyen İçyüzü)”başlığı altında dizi yazı olarak Yeni Asır gazete-sinde yayınladım. Daha sonra anılardan 10 sayfalık bir bölümü daha, 12 Şubat – 16 Şubat 2003 tarihleri arasında yine dizi yazı olarak Star gazesinde “Yaşar Aksoy,Nikos Sampson’u Yazdı”başlığı ile yayınladım. Bu dizi yazının ilk gününde Sampson’un Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya yapmayı tasarlaadığı suikast planı detaylarını açıkladık. Bu yayınların gerçekleşmesini uygun bulan ve yayınlatan hem Yeni Asır’da, hem de Star’da üst görevlerde bulunan Fatih Çekirge vee Yılmaz Özdil dostlarıma burada teşekkür etmeden geçemem, sağolsunlar.

Bu anılarda açıkça vurgulandığı gibi, Sampson’un bazı keha-netleri üzerinde durmak gerekir. Nikos Sampson, Türklerin Kıbrıs’tan sökülüp atılması konusunda ilginç görüşler ileri sür-mektedir, bu görüşlerin günümüzde yaşanılan gerçeklerle bire bir örtüşmesi düşündürücüdür. Darbeci şunları söylemekte:

“Önce dünya kamuoyunu bizim tarafa çekecek ve Türkler’e düşman edeceksiniz. Kimse Denktaş’ın kukla devletini tanıma-yacak. Avrupa’da hiçbir devlet Türkiye’ye içten bir sempati beslemeyecek, beslese bile ifade etmeye çekinecek. Amerika ve Rusya’yı, Rumların doğru, Türkiye’nin yanlış olduğuna sistemli bir propaganda ile ikna edeceksiniz. Ne zaman Kıbrıs veya Rum-Türk bahsi açılsa, insanlar otomatik olarak, “Türkler kasap gibi Rumları kestiler” lafını etmek mecburiyetinde hissetsin. Meydanı asla Türk lafazanlara bırakmayacaksınız.”

Nikos Sampson, Türkiye’nin iç ve dış politikasına düşmanca yaklaşımlar getirdiği anılarının en ilginç bölümünde şunları belirtir:

“Sonra Türkler’in birbirine düşman olması gerek. Onları sağcı ve solcu diye böleceksiniz. Kuzey Kıbrıs’ta herkes birbiri ile kavgalı olmalı. Kıbrıs’taki Türk komünistleri destekleyeceksiniz. Komünistler, Denktaş’a karşı en tutarlı muhalefeti yapacaklardır. Hem Türkiye hem kuzey Kıbrıs içinden parçalan-malı. Biz neden ilk raundu kaybettik, çünkü sağcı-solcu diye parçalanmıştık ve birbirimizi yiyorduk. Türkler, bu ayrışmamız-dan faydalanıp adaya çıktı. Şimdi bunu  tersi olmalı. Türkler birbirinin boğazına sarılmış iken, geçmişten ders alıp bütünle-şen bizler onları adadan süpürüp atmalıyız.

Ermeniler bir yandan, PKK bir yandan Türkiye’yi hep vurmalı. Rumları, Ermenileri, Kürtleri kestikleri yolunda Türk-ler’in barbarlığına dünya inanmalı ki, bu süreç içinde Rumlar otomatikman haklı durama gelebilsin. Doğu ve Güneydoğusu etnik bir ayaklanma ile bir anda Türkleri arkadan hep vurmalı. Bulgarlardan, Suriye ve İran’dan bile faydalanılabilir. Ordusu nereye yetişeceğine şaşırmalı.

İşte tam o anda harekete geçeceğiz. Göreceksiniz bak, yine kahraman biz olacağız. EOKA ruhu, bayrağımızı yükseltecek. Sampson politika yapmaz, Sampson savaşır!...”

Nikos Sampson’un anıları, Yunanistan’ın Kıbrıs darbesini nasıl planladığının ve Rum psikolojisinin Türkler’in adada yaşa-masına asla izin vermeyeceğinin tarihi bir belgesidir. 

Bizce Nikos Sampson’un darbeyi saniye saniye anlatan ve Amerikan Emperyalizmi’ne sırtını dayamış Enosis Emperyalizmi’ni gözler önüne seren anılarını okumadan, irdelemeden, dersler çıkarmadan Kıbrıs’ta gerçekleşecek zoraki bir barışın (yani yeniden bir araya gelmenin) sağlıklı olacağını sanmıyoruz. Çünkü Sampson’un anıları, Rum psikolojisini en açık biçimde gözler önüne seren bir psikiyatri deneyidir. Darbecinin ruh anatomisi, ne yazık ki Rum toplumunun gönül coğrafyasından başka bir şey değildir.

Nikos Sampson, darbe sonrası mahkum olduğu dönemde kaleme almaya başladığı anılarının bir yerinde bir gün mutlaka Türkler’i denize döküp, kahvesini Girne kıyısında içeceğini belirtiyor:

DEVAMI YARIN




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi