YAŞANAN TECRÜBELERDEN OLASI BİR ANLAŞMADA SİYASİ EŞİTLİĞİMİZİN YETERLİ OLAMAYACAĞINI, EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ KONUSUNDA ISRARCI OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ YILLARDIR ORTAYA KOYAN, SAVUNAN VE UYARAN DIŞİŞLERİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRUOĞLU LEVENT KUTAY’IN SUNDUĞU 50+1 PROGRAMINDA BİRBİRİNDEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU.

Meclis’te hükümet programı görüşülürken, bazı muhalefet milletvekillerinin ‘iki devletli çözüm modelini eleştirmelerini’ ve ‘federal çözümde ısrar edilmesi gerektiği’ yönündeki görüşlerini değerlendiren Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının 50 yıl daha federasyon sürecine mahkum edilemeyeceğini söyledi.

ERTUĞRULOĞLU :

“ÇÖZÜM ÇÖZÜM DİYEREK KIBRIS TÜRKÜNÜ RUMUN KAPISINDA YALVARIP YALVARTAN, AMERKA’NIN İNGİLTERE’NİN ÖNÜNDE DÜĞME İLİKLEYEN, AB’DEN 3 KURUŞLUK YARDIM ALACAKLAR DİYE BENİM EGEMENLİĞİMİ SATMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR. AVRUPA BİRLİĞİ 3-5 KURUŞ BİRİLERİNE PARA VERECEK DİYE DEVLETİMİN VARLIĞINDAN GERİ ADIM ATMAMI KİMSE BEKLEMESİN BENDEN…”

“DEVLETİMİN EGEMENLİĞİNDEN, VARLIĞINDAN GERİ ADIM ATMAM”

“RUM BÜTÜN DÜNYADAN KIBRIS CUMHURİYETİ MUAMELESİ GÖRDÜĞÜ, BİZ DE BU SÖZDE CUMHURİYET’İN AZINLIK TOPLUMUYMUŞUZ GİBİ BİR MUAMELE GÖRDÜĞÜMÜZ SÜRECE KİMSE BİR ANLAŞMA BEKLEMESİN.RUM ASLA BİZİMLE EŞİTLİK TEMELİNDE BİR ANLAŞMAYA GELMEZ.”

“BİZİ TENKİT EDENLER DEVLETE İNANMIYORLARSA, BU DEVLETİN GEÇİCİ OLDUĞUNU,ZORUNLULUKTAN DOLAYI VAROLDUĞUNU VE YIKILACAĞINI İDDİA EDİYORLARSA BUNU AÇIKÇA PAYLAŞSINLAR”

“BURASININBİR TÜRK DEVLETİ OLDUĞUNU ANLAYIN. HERKES, KIBRIS TÜRKÜNÜN DEVLET SAHİBİ BİR HALK OLDUĞUNU, YENİ BİR ORTAKLIĞA KKTC OLARAK GİRİLECEĞİNİ İÇSELLEŞTİRSİN.”

“KIBRIS TÜRK HALKINA EN BÜYÜK ZARARI VEREN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖRGÜTÜDÜR.”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu 'Devlete inanmıyorsanız devletin makamlarında ne işiniz var? Artık ucuz politika bitti,artık yeni döneme girildiğini herkes farketsin' diyerek

“Kıbrıs Türkünü aciz bir tarafmış gibi Rumun kapısında yalvarıp yakaran,BM’den AB’ den medet uman aciz bir toplum muamalesini kendileri için  layık görüyorlarsa biz görmüyoruz. Biz bir toplum değiliz. Biz devlet sahibi bir halkız.Egemen bir halkız.Egemenliği savunmuyorsanız, devlete inanmıyorsunuz demektir.Devlete inanmıyorsanız devletin makamlarında ne işiniz var? Yani inanmadığınız devletin Cumhurbaşkanlığı,Başbakanlığı  makamında ne işiniz var? Bakanlıklarında,Milletvekilliğinde ne işiniz var?diye sordu.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun 50+1 programında yaptığı açıklamaların satır başları:

“Yeni bir döneme girildiğini herkes fark etsin.Maalesef devletinin varlığına inanmayanlar var? Neymiş;Rum kabul etmezmiş!BM Güvenlik Konseyi kabul etmezmiş! Devletinin varlığına egemenliğine ilk sen inanacak ve sahip çıkacaksın.Bunu herkese karşı koruma bilinciyle hareket edeceksin.Rum kabul etmiyor benim egemen olduğumu;bu onun problemi..Yani biz onların azınlık bir toplum olduğumuz iddiasını kabul mü edelim?”

1960’tan itibaren yaşananların unutulmaması gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, “ Yıllardır siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm görüşüldü ve ben buna hep karşı çıktım.1960 Cumhuriyeti’nde ‘siyasi eşitlik’ ve karar almada söz hakkımız olmasına rağmen 1963’ten sonra başımıza gelenleri çok iyi değerlendirmek zorundayız. Sadece siyasi eşitlik talep etmek doğru ve yeterli değildir. Daha güçlü bir mekanizmanın gündeme getirilmesi lazımdır ki 1963 ten sonra yaşananları yeniden yaşamayalım,azınlık muamelesi görmeyelim” dedi.

“Rum ve Yunan AB’ye üyedir. AB tarafsızmış gibi,AB bize yardımcı olmaya çalışan bir örgütmüş gibi bir algı yaratılyor. Şunu unutuyorlar AB’de kararlar oy birliği ile alınıyor ve Rum’un Yunan’ın onayı olmayan hiçbir karar alınamaz.AB Rum’u kızdıracak bizim haklarımızı koruyacak bir kararı alamaz.Çünkü Rum veto eder.”

YAŞANAN TECRÜBELERDEN OLASI BİR ANLAŞMADA SİYASİ EŞİTLİĞİMİZİN YETERLİ OLAMAYACAĞINI,EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ KONUSUNDA ISRARCI OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ YILLARDIR ORTAYA KOYAN,SAVUNAN VE UYARAN DIŞİŞLERİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRUOĞLU LEVENT KUTAY’IN SUNDUĞU 50+1 PROGRAMINDA BİRBİRİNDEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU.

Ertuğruloğlu,Rumların görüşmelere Crans Montona’da kaldığı yerden,çökmüş,bitmiş BM parameteleriyle  devamını istediğine dikkat çekerken üzüntü verici olanın KKTC Meclisinde de aynı şeyleri dillendirenlerin,Rum’un ağzıyla konuşanların var olmasıdır.Ertuğruloğlu “Bunlar şimdi bizi tenkit ediyorlar;’Anastasiadis’i suçlanmaktan kurtarıyormuşuz’, 'Anastasiadis’in ekmeğine yağ sürülüyormuş'. Anastasiadis suçlanıyordu da biz mi farketmedik? Ne zaman suçlandı ki?”dedi.

Bu noktada siyasi eşitlikten öte egemen eşitliği artık söylemek gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, “Egemen eşitliğe itiraz edenler neyi söylediklerinin farkında mıdırlar acaba? Burası Meclis... egemenliğin temsil edildiği yer burası. Peki o zaman Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliğine neden karşı ‘çıkıyorsunuz… Devlet varsa egemenlik var,devlet varsa Meclis var, Bakanlar Kurulu var” şeklinde konuştu.Egemen eşitliğe karşı çıkanların mantığını anlayamıyorum.Ertuğruloğlu, Rum tarafının egemen eşitlik ile ilgili beyanatların benzerini Meclis’te de görmekten büyük üzüntü duyduklarını söyledi.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu “Rum bütün dünyadan Kıbrıs Cumhuriyeti muamelesi gördüğü,Kıbrıslı Türkleri de bir azınlık gördüğü  sürece kimse bir anlaşma beklemesin. Siyasi eşitliği bile kabul etmiyor. Bizimle yeni bir ortaklığı neden bölüşsünler? Bizi eleştirenler buna da cevap versin. BM’den, AB’den medet uman bir aciz toplum muamelesini kendileri layık görüşüyorlarsa, biz layık görmüyoruz, Devlete inanmıyorsanız devletin makamlarında ne işiniz var? Bu makamlar devletin güçlenmesi için kullanılan makamlardır. Ucuz politika bitti. Artık yeni döneme girildiğini herkes fark etsin. 50 yıldır süren süreçten kopamayanlar, bizimle Kıbrıs Konusunda buluşamayacağız. Mecliste dün bunları dinledim ve çok üzüldüm. Rumlar’la anlaşmayı bırakın, biz kendi insanlarımızla bu anlaşmayı sağlayamıyoruz. Devlete inanlarla buna karşı çıkanlar… BM bunu kabul etmez, Sen önce kendin devletinin varlığına, egemenliğine inanacaksın, sahip çıkacaksın sonra başkasının görüşlerine bakacaksın” şeklinde konuştu.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Kimse bizi suçlu sandalyesine oturtmaya çalışmasın. Burasınınbir Türk Devleti olduğunu anlayın. Herkes, Kıbrıs Türkünün devlet sahibi bir halk olduğunu, yeni bir ortaklığa KKTC olarak girileceğini içselleştirsin. Devlet olgusunu sadece Türkiye’ye karşı kullananların, ama Rum’a karşı ricacı bir toplum olanların, Kıbrıs Türk Halkına hizmet vermeleri sözkonusu değildir” diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkına en büyük zararı veren Birleşmiş Milletler örgütüdür.Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşundaki temel ilkelerin tersine,yani iki ortaktan biri diğerini dışlayarak Kıbrıs Cumhuriyeti iddiasında olamaz ilkesine ragmen, sen(BM) bu ortaklığı bozanı Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul ediyorsun, ortaklıktan atılanı da o devletin  azınlığıymış, ayrılıkçıymış gibi görüyorsun… 

Ortak olduğumuz devletten atılmamıza neden olan Rumları ülkenin tek meşru idaresi olarak kabul eden BM,Kıbrıs Türkünü eşit kurucu ortağı olduğumuz devletin azınlığı olarak görmekte ve yıllardır ambargolar altında olmamız için kararlar almakta, göz yummaktadır. Biz BM’ den medet mi umuyoruz?

“Rum ve Yunan AB’ye üyedir. AB tarafsızmış gibi,AB bize yardımcı olmaya çalışan bir örgütmüş gibi bir algı yaratılyor. Şunu unutuyorlar AB’de kararlar oy birliği ile alınıyor ve Rum’un Yunan’ın onayı olmayan hiçbir karar alınamaz.AB Rum’u kızdıracak bizim haklarımızı koruyacak bir kararı alamaz.Çünkü Rum veto eder.”

Federasyon sürecinden kopmayı ve egemen eşitlik çerçevesinde yeni politika gündeme getirmeliyiz.İşin özü şudur;Rum bütün dünyadan Kıbrıs Cumhuriyeti muamelesi gördüğü sürece,bizde bu sözde Cumhuriyet’in azınlık toplumuymuşuz gibi bir muamele gördüğümüz sürece kimse bir anlaşma beklemesin.Rum asla bizimle eşitlik temelinde bir anlaşmaya gelmez..Siyasi eşitliği bile kabul etmedi. Niye etsin Ki?Tek başına kullandığı tanınmışlığın avantajlarını bizimle niye paylaşsın ki?Bizi eleştirenler bunun cevabını versin..

Artık ucuz politikayı bir kenara koyalım.yeni bir döneme girildiğini herkes fark etsin.Maalesef devletinin varlığına inanmayanlar var?Neymiş?Rum kabul etmezmiş!Güvenlik Konseyi babul etmezmiş! Devletinin varlığına egemenliğine ilk sen inanacak ve sahip çıkacaksın.Bunu herkese karşı koruma bilinciyle hareket edeceksin.Rum kabul etmiyor benim egemen olduğumu;bu onun problemi..Yani biz onların azınlık bir toplum olduğumuz iddiasını kabul mü edelim?